Halk arasında Hozan Serhad'ın olarak tanınan ve (Süleyman Alpdoğan) “Hewlêr” kasedi daha önce Türkiye’de birçok kez korsan şekilde basıldı. Albüm şimdi İstannbul’da Kom ve Mir müzik tarafından piyasaya çıktı.
Hozan Serhad, babası Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde memurken, 24 Temmuz 1970 yılında dünyaya gelir. Daha bir yaşındayken babasını kaybeder. Ailesinin Patnos’a dönmesiyle Serhad liseye kadar olan okulu Patnos’ta bitirir. Daha çocukken müzik serüvenine başlayan Serhad’ı halk daha çok Med Tv'den tanır. Bazen ulusal koro içindeki duruşu ve okunuşuyla, bazen sazının teliyle bir oluşuyla… Ve en çok da “Hewlêr” parçasıyla... Kaynakwh webhatti.com:
Serhad, okulunda başarıyıldı. O başarısını sanatına da yansıtmaya çalışır ve daha 7 yaşındadır, abisinin okulda çaldığı sazı alır eline; çalmaya başlar ama kopartır sazın telini. Pes etmez, devam eder ve abisi Arif Alpdoğan anlatır onu: “Evde bir tek bağlamamız vardı. O bağlamayı almak için annemle bir yıllık emeğimizi sarf ettik. O çok meraklıydı. Bağlamaya bir şey olur diye korkuyordum. Çok kavga ettik... Pes etmedi. Fakat aradan bir yıl geçti, benden daha iyi melodiler çıkarmaya başladığını gördüm. Ondaki bu hırs ve azmi görünce, destek olmaya başladım.”
Hozan Serhad pes etmeyen biri olarak tanınır. Devam eder ve her gün yeni melodiler ekler bilgisine, her eklediğinde daha bir sevinir, daha bir hırslanır. Yıl 1985-86’ları bulduğundan kaset yapmak için İstanbul’un yolunu tutar. Sonrası; albüm çalışmaları, başarısızlıklar, ekonomik zorluklar, Patnos’a dönüş olur... Ama müzik hayatı durmaz. Yıl 1988’i bulduğunda İzmir Ege Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Bölümü sınavında 1800 kişi arasında ikinci olur ve müzik hayatı için yeni bir dönem başlar. Tar enstrümanını çalmayı öğrenir, aynı zamanda kaval, gitar, bağlama, klavye çalmaya başlar. Ve özgürlük mücadelesiyle bu sürede tanışır, “Batmane Batmane” parçasıyla başlar Kürtçe eserler üzerine çalışmaya.
Evlenir, ama süreç giderek kızışmış, kendisi de bu kızgınlık içinde hamlıktan çıkar, pişer, yanar ve kendini dağlarda bulur.
Serhad, Haftanin'e, oradan Mahsun Korkmaz Akademisi'ne geçer, müzik çalışmaları için Avrupa'da kültür-sanat faaliyetleri için Hünerkom'a gönderilir. Böylece 4 yıl sürecek bir Kültür maratonu da başlamış olur.
Halk Serhad’ı bu süreçte tanır. O gecelerde sazıyla, televizyon programlarından yankılanan sesiyle tanır. Hewlêr parçasından tanınır, “Ax Kurdistan” der, “Ağrı’nın isyan kızı”nı yazar, “Şêr şêr e”yi dillendirir.
Kürt kültürüne, müziğine sahip çıkmayı esas alan, “Eski parçalarımızı çıkaralım, okuyalım, geleceğe aktaralım, bunlar kaybolmasın" diyen, klasik parçaları modern müzikle buluşturmaya çalışan Serhad, 1996 yılından Avrupa’dan tekrar Kürdistan dağlarına döner; Zap'ta birkaç ay kaldıktan sonra, Hewlêr'de bulunan Mezopotamya Kültür Merkezi'ne gider. Kürdistan'ın güneyinde hemen her yerinde gecelere, morallere katılır. Behdinan ve Süleymaniye'de canlı ve dinamik tarz ve temposuyla faaliyetlerini aralıksız devam ettir. Süleymaniye'de Güzel Sanatlar Akademisi Orkestrası'nın dikkatini çeker ve ilk kez bu orkestrada bir tamburvana (sazcıya) yer verilir. Ancak daha sonra Süleymaniye'de YNK'nin saldırıları sonucu Serhad Süleymaniye'den ayrılır. Kaynakwh webhatti.com:
Kürtçe’nın Kürmanci, Zazaki ve Sorani lehçelerinde parçalar okur. Albüm çıkarır, albümü elden ele dolaşır, artık onun sesi “Hewlêr” ismini verdiği albümüyle tanınır. O kendi dağlarında sazıyla, sözüyle, arkasında bıraktığı mirasıyla unutulmazlar arasında yerini alır.
Şimdi Kom ve Mir Müzik etiketiyle İstanbul’da yeniden basılan “Hewlêr” albümü de Serhad’an kalan miras olarak dinleyicilere ulaşır.
Kendi yorumu, huzur veren sesi, kelimelerdeki anlam ve değerlere sahip oluşuyla her bir parçası ayrı ayrı sevilen Serhad’ın “Hewlêr”i yeniden orijinal haliyle dinleyicilerle buluştu. Hozan Serhad 10 Temmuz 1999 yılında dağda yapılan çatışmada ölür.
Biri enstrümantal olmak üzere 12 parçanın okunduğu “Hewlêr” albümünde Kürtçenin Kürmanci, Zazaki ve Sorani lehçesinde okunmuş “Mîzgînê”, “Ax Kurdistan”, “Bîranîn”, “Wunken”, “Hewlêr”, “Payîzê”, “Şêre şêre”, “Ağrı’nın isyan kızı”, “Beyadî”. “Vorê varo” ve “Sîpanê Xelatê” eserleri yer alır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder